İnsan sosyal bir varlıktır. Tek başına yaşayan ve diğer insanlarla herhangi bir ilişkisi olmayan insanların sosyal hayatının olması mümkün...

 İnsan sosyal bir varlıktır. Tek başına yaşayan ve diğer insanlarla herhangi bir ilişkisi olmayan insanların sosyal hayatının olması mümkün değildir. Sosyalleşmemiş insanların sanat ve kültür hayatlarının olması da mümkün değildir. Bu açıdan bakıldığında sanat, insanların sahip oldukları kültür, din ve gelenekleri ile aldıkları eğitim sonucu oluşan var olan anlayıştır. İslam sanatları dediğimizde, İslam dinine inanmış ve hayatını buna göre sistemleştirmiş olan insanların oluşturdukları sanatlardan söz etmiş oluruz. Bu sanat türü kutsal bir sanat olmayıp, sadece Müslüman olmuş insanların ortaya koydukları bir sanat türü olarak ele almak gerekir. İslam dininin yapısı gereği İslam sanatları genelde soyut sanat anlayışı çerçevesinde oluşmuştur. Bu sanatlar içinde en etkili olan ve her seviyedeki insanlara ulaşabilen tek sanat türü hat sanatıdır. Çünkü hat sanatı, Kur’an’ın yazımı ile ilgili olduğu için, her inanan insanın ilgisini çekmiştir. Yazının bir sanat objesi olmasının en önemli aşaması, kullanılan kalemin ucunun belli bir açı ile eğik kesilmesidir. Hat kalemi, harflerin yuvarlak hatlarını ortaya çıkarmada ne kadar rahat ve akıcı olursa, hat sanatçısı da sanatını o kadar rahat ortaya koyma imkânına sahiptir. Bir başka açıdan bakıldığında hat sanatını sadece bir sanat olarak ele almak yanlış bir yaklaşım olur. Çünkü hat sanatında yazılan levhaların büyük çoğunluğu ayet veya kutsal metinlerden oluşur. Bu metinler görsel açıdan bir sanat objesi oluştururken, anlamsal açıdan birer öğüttür. Bu nedenle hat sanatı hem sanatsal olarak işlevini yerine getirir, hem de o sanat objesini okuyan sanatseverler sosyal hayatta gerekli önemli kurallar da öğrenmiş olur.

Dergi:  The Journal of Academic Social Science Studies
Yazar:  Osman Mutluel
Özet


Şevki efendi, dayısı Mehmed Hulusi Efendiden sülüs ve nesih yazılarını meşk etmiştir. Daha ondört yaşında icazet aldığı zaman dayısı, "...

Şevki efendi, dayısı Mehmed Hulusi Efendiden sülüs ve nesih yazılarını meşk etmiştir. Daha ondört yaşında icazet aldığı zaman dayısı, "Oğlum yazıyı ben bukadar öğretirim. Bundan ilerisini Mustafa İzzet Efendi'den ve diğer hattatlardan öğren" demesi üzerine, Şevki Efendi: "Ben sizden başka hocaya gitmem."  cevabını vermiş. Hoca efendi bu ihlas ve samimiyet karşısında müteessir olup ağlamıştır.



 

 


  "Gönle giren her şey göze hoş gelir."   Sâdî Şirâzî

 "Gönle giren her şey göze hoş gelir."  Sâdî Şirâzî







  Yâr-i bî-ayb mecû tâ ki ne-mânî bî-yâr / Yarsız kalır, ayıpsız yar isteyen.   Hattat: Vehbî Efendi, Hat: Sülüs

 

Yâr-i bî-ayb mecû tâ ki ne-mânî bî-yâr / Yarsız kalır, ayıpsız yar isteyen. 
Hattat: Vehbî Efendi, Hat: Sülüs



  Li küllin ce'alnâ minküm şir’aten ve minhâcâ (MÂİDE, 48) (لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا / من سورة المائدة، ۴۸) (Her ...

 

Li küllin ce'alnâ minküm şir’aten ve minhâcâ (MÂİDE, 48)
(لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا / من سورة المائدة، ۴۸)
(Her biriniz için bir şeriat ve yol belirledik.)
Hattat: Salâh Şirzâd, Hat: Sülüs